İmam Hamanei: Siyonist Rejim Tokat Yiyecek

Per, 04/04/2024 - 07:44

İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei şu ifadelerde bulundu: ‘Siyonist rejimin Gazze’deki başarısızlığı devam edecek ve bu rejim gerileme ve yıkımı yaklaşacaktır. Bu rejimin Suriye'deki gibi umutsuz çabaları onları yenilgiden kurtaramayacaktır.

Welayet News  - İslam İnkılabı Rehberi İmam Hamanei bugün Tahran'daki İmam Humeyni (r.a) Hüseyiniyesi'nde Cumhurbaşkanı Seyyid İbrahim Reisi, Meclis Başkanı Muhammed Bakır Galibaf, Yargı Erki Başkanı Muhsini Ejei, hükümet ile askeri yetkililer ve çeşitli kurumların üst düzey yöneticileri ile bir araya geldi.

İmam Hamanei bu görüşmede yaptığı konuşmada, İran’ın doğal ve beşeri kapasitelerinin halkın beklentilerini gerçekleştirmeye uygun olduğunu belirterek, yılın sloganının hayata geçirilmesinde tüm halkın katılımının yollarını belirlemek için seçkin bir düşünürler grubu oluşturulmasının gerekli olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: ‘Halkın refahı ve ülkenin ilerlemesi için yapılan her çaba Allah için yapılan bir iştir.’

İmam Hamanei aynı zamanda Siyonist rejimin Aksa Tufanı operasyonunda ve Gazze'ye yönelik saldırılarda amacını gerçekleştirme konusunda aldığı iki yenilgiye değinerek şunları vurguladı: ‘Bu yılki Kudüs Günü, Allah'ın izniyle, İran milletinin sahnedeki varlığı ve Müslüman ve özgürlükçü milletlerin katılımıyla, gaspçı rejime karşı uluslararası bir haykırışa dönüşecektir.’

İmam Hamanei, Ramazan ayını kelimenin tam anlamıyla mübarek bir ay olarak nitelendirdi ve bu ayın, oruç, Kur'an tilaveti, dua ve Kadir geceleri gibi çeşitli boyutları ve yöntemleriyle insanın ruhsal ve içsel yeteneklerini geliştirdiğini ve böylece toplumu geliştirdiğini ifade etti.

İslam İnkılabı Rehberi, Ramazan aynı hayır, ihsan ve yardım ayı ve aynı zamanda toplumsal bir ay olarak nitelendirerek şunları söyledi: ‘Ramazan ayı, yıl boyunca günahların ruhta açtığı yaraları onarmak için büyük bir fırsattır ki bu da elbette istiğfar ve tövbe ile mümkün olur.

Tövbe toplumsal ve bireysel bir kavramdır. Tövbenin gerçek anlamı, günah ve hatadan dönmek, onun etki ve sonuçlarını düzeltmektir. Dolayısıyla herhangi bir kişi, ihmal, tembellik, dikkatsizlik gibi herhangi bir sebeple bir günaha, yaralamaya veya sosyal, siyasi, kültürel veya diğer alanlarda bir soruna neden olduysa, istiğfar ve tövbe ile o sıkıntının etkilerini telafi etmeli, o yarayı onarmalıdır.’

İmam Hamanei, yetkililerin hatalarının etkisinin halkın hatalarından daha çok olduğunu belirterek, şunları vurguladı: ‘Yetkililerimizin davranış, konuşma, karar ve pozisyonlarından dolayı ülkede ve toplumda bir sorun veya hata meydana gelirse, hatayı tanımalı, sorumluluğu kabul etmeli, etki ve sonuçlarını telafi etmeliyiz.’

İslam İnkılabı Rehberi konuşmasının başka bir bölümünde, yılın sloganı konusuna değinerek, cumhurbaşkanının bu toplantının başında yaptığı konuşmadaki güzel sözlere ve hükümetin sorunların çözümüne yönelik çabalarına değinerek, şunları söyledi: ‘Elbette beklentiler daha yüksek ve düğümlerin daha fazla çabayla çözülmesi gerekiyor ki, bu hükümet de Allah’ın izniyle bunu yapabilir.’

İmam Hamanei, ülkenin acı ve tatlı ekonomik gerçeklerine değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Yüksek fiyatlar, piyasa istikrarsızlığı, ulusal para biriminin devalüasyonu ve sınıf farkı acı ekonomik gerçekler arasındadır.

Öte yandan, geniş altyapıların inşaatı, önemli sayıda yarı kapalı veya kapalı işletmelerin kurulması, bilgiye dayalı şirketlerde binlerce umut dolu genç grubun faaliyete geçmesi ve özel sektörde ve kamu sektöründe yetenekli ve verimli işletmelerin oluşması gibi pek çok güzel gelişmede var.’

İmam Hamanei, halkın önemli ve yerinde bir beklentisini dile getirerek şu ifadelerde bulundu: ‘İnsanlar, yetkililerin çalışma ve çabalarının hayatlarında somut bir etki yaratmasını beklemektedir ve bu beklentinin karşılanması için de bunun yapılması gerekmektedir.’

İmam Hamanei, halkın ekonomik durumun düzelmesi beklentisi içinde olmasının ülkenin olağanüstü kapasiteleri sayesinde gerçekleşebileceğini belirterek, şöyle konuştu: ‘İran, dünya nüfusunun yaklaşık %1'ine sahipken, 64 önemli mineral içeren dünya doğal kaynaklarının yaklaşık %7'sine sahip olması oldukça uygun bir kapasite ve fırsattır.

Yaklaşık 37 milyon hektar tarıma elverişli araziye sahip olması, bu çok önemli tarımsal kapasiteden tam anlamıyla faydalanabilecek su yönetimi imkânı ve İran'ın çelik ve çimento gibi ürünlerin küresel üretiminde üst sıralarda yer alması İran'ın diğer doğal kapasiteleri arasındadır.’

İslam İnkılabı Rehberi, insani kapasitelerin doğal kapasitelerden daha önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘İran milleti dünya ortalamasının üzerinde yetenek ve zekaya sahiptir; 36 milyon genç, 14 milyon yüksek öğrenim görevlisi, 3 milyon öğrenci, 100 binden fazla akademik personel ve 150 binden fazla doktor, İran'ın yeri doldurulamaz insan kapasiteleri arasındadır.’

İmam Hamanei, İran’ın önemli coğrafi konumuna ve yüksek iklim çeşitliliğine değinerek şunları söyledi: ‘Bütün bu kapasiteler halkın ve rehberiyetin ekonomik beklentilerinin ulaşılabilir olduğunu gösteriyor.’

İslam İnkılabı Rehberi, ekonomik durumun iyileştirilmesinin önündeki dış ve iç engellere değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘İran'ın gerekli imkânlara erişimi konusundaki tehditler, yaptırımlar ve sürekli kesintiler en önemli dış engellerdir, elbette bu engeller giderek daha az etkili hale getirilebilir. Ayrıca önde gelen girişimcilere göre yaptırımlar aynı zamanda fırsat yaratıcı da olabiliyor.

İşsizlik, dikkatsizlik, motivasyon eksikliği ve daha üst mevkileri düşünmek ülkenin geniş kapasite ve fırsatlarının doğru kullanılmasını engelleyen iç engeller arasındadır.’

İmam Hamanei, konuşmasının önemli bir bölümünde milletin refahı için çalışılması ve ülkenin kalkınması için çaba gösterilmesi çağrısında bulunarak şunları söyledi: ‘İnsanların işlerindeki düğümü çözmeye çalışmak, ilahi bir niyete sahip olmak demektir ve Allah bu çabayı mutlaka bereketlendirip ödüllendirecektir.’

İslam İnkılabı Rehberi, “Halkın Katılımıyla Üretimde Sıçrama" sloganını hayata geçirme konusunda yapılması ve yapılmaması gerekenleri açıklayarak, devlet müdahalelerine değindi ve bu müdahalelerin azaltılmasını vurguladı ve şunları söyledi: ‘İnsanların maddi, fikri ve girişim becerilerini sahaya taşımanın ülkeye birçok faydası vardır.’

İmam Hamanei, bazı kişilerin ekonomiye girerek yönetimleri devralmaları durumunda hükümetin elinin bağlanması yönündeki düşüncenin yanlış olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ‘Halkın ve hükümetin her birinin görevleri vardır ve bu idari ve pratik görevler arasında ayrım yaparak, devletin arazi edinimi ve denetimi, ihlallerin önlenmesi gibi idari konularda üzerine düşen görevleri yerine getirmesi, işin pratik yönünü ise halkın üstlenmesi gerekmektedir.’

İmam Hamanei, halkın ekonomiye katılımını ve rolünü İran'ın gücünün ve ekonominin istikrarının nedeni olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: ‘Geçmişte bu alanda pek çok zaaflar olduğu için, anayasa'nın kendisinden yararlanılarak oluşturulan ve yayımlanan 44. madde politikalarının mutlaka uygulanması gerekmektedir.’

İslam İnkılabı Rehberi, 7. planda yüzde sekiz ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesinin uzmanlar açısından mümkün olabileceğini ve devamının da insanların yaşamlarında olumlu bir açılım yaratacağını belirtti ve şunları söyledi: ‘Elbette ekonomik büyüme, insanların ve yoksul sınıfların yaşamlarını ve geçimlerini dönüştürmek için tek başına yeterli değildir ve farklı düzeylerde olanaklara ulaşmak için adil ve eşit fırsatlar gibi diğer konular da gereklidir. Bu bağlamda gençlerin eğitimi ve becerilerinin rolü kilit önemdedir ve üst düzey yöneticilerin bunu planlamaları gerekmektedir.’

Küçük sermayeli halkın üretime ve ekonomiye katılma yollarının gösterilmesi de İmam Hamanei’nin konuşmasında değindiği bir diğer noktaydı ve İmam Hamanei, hükümet ve parlamentoyu bu konu üzerinde düşünecek elit ve düşünürlerden oluşan bir grup oluşturmaya çağırdı.

İmam Hamanei, yetkililere yönelik bir diğer tavsiyesinde ise 7'nci plana dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi: ‘Raporlara göre, önceki altı programın ortalama uygulama oranı yüzde 35 civarındaydı. Bu da ülke için bir kayıptır ve aktif, fikir sahibi ve çalışma ve çaba ehli olan mevcut hükümetin yedinci programı uygulamaya çalışması gerekiyor.’

İmam Hamanei, değerli bir sermaye olarak zamanın önemini vurgulayarak, bugünün işini yarına bırakmaktan kaçınılması gerektiğini vurguladı ve yetkililere şunları söyledi: ‘Zaman çabuk geçiyor, bu nedenle onaylanmış görevler ve planlar için bir program belirleyin ve bunların belirli bir sürede tamamlanmasını takip edin.’

İslam İnkılabı Rehberi, diplomasinin ve dış politikanın ekonomideki rolünün çok önemli ve etkili olduğunu ifade ederek şunları söyledi: ‘Pek çok komşumuz var ve birçok uluslararası anlaşmaya katılıyoruz. Ekonomi alanındaki bu fırsatları olağanüstü diplomatik hareketlilikle kullanmalıyız.’

İmam Hamanei konuşmasının başka bir bölümünde hicap meselesine değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Artık bir sorun gibi empoze edilen hicap meselesi daha önce bu şekilde gündemde değildi ve bazı kişiler planlı bir şekilde, bunu dayatılan bir mesele haline getirdiler.’

İmam Hamanei, hicap meselesini hukuki, fıkhi ve yan konuları olan bir mesele olarak nitelendirerek şunları söyledi: ‘Hicap şer-i açıdan bariz bir hükümdür ve kadınların yüz ve iki avuç içi hariç vücudunu örtmesi şer'i bir zorunluluktur ve göz ardı edilemez. Müslüman ve dinine bağlı halkımızın ve kadınlarımızın da bu şer-i hükme uymaları gerekmektedir.’

İmam Hamanei, hukuk açısından da hicap meselesini hukuki bir hüküm olarak nitelendirerek şunu vurguladı: ‘Kanunlara uymak inanan ve inanmayan herkes için vaciptir. Bu husustaki yan konulara gelecek olursak, yabancıların başörtüsü meselesine karıştığı her türlü medya aracılığıyla açık bir şekilde ortaya çıktı, elbette içeride birileri onlara yardımcı oldu, ancak hicap meselesine karşı yönlendirme ve planlama ülke dışından yapılıyordu. Akıllı ve bilinçli kadınların bu gerçeğe dikkat etmesi gerekmektedir.’

İslam İnkılabı Rehberi, hicabın kutsallığını yok etmek amacıyla insanların toplumdaki normu kırmaları için işe alınmaları konusunda güvenilir raporlara değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Bu konuda yabancıların müdahalesini ve elini gördüğümüzde pozisyonlarımızı bu gerçeğe göre ayarlamalıyız.’

İmam Hamanei, kadınların başörtüsünü çıkarma planını kötü niyetli kişilerin ilk işi olarak nitelendirdi ve şunları söyledi: Onların nihai hedefleri, ülkenin durumunu yavaş yavaş Tağut’un rezaletlerle dolu çağına döndürmektir. O dönemde kadının statüsü bugünden farklı olarak okuryazarlık ve yönetim rolleri açısından zayıf, giyim ve sosyal normlar açısından ise oldukça utanç vericiydi.

Ülkemiz kadınlarının, hatta başörtüsü konusunda biraz ihmalkâr olanların bile İslam'a ve sisteme bağlı olduklarına eminim. Dolayısıyla meseleye bu açıdan da bakmak lazım, aynı zamanda hicap meselesini de herkesin gözetmesi gerekiyor.

İslam İnkılabı Rehberi, hükümet ve yargının şer-i ve yasal sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini belirterek şunları söyledi: ‘Elbette bu alanda İslami hicaba uyma konusunda en fazla sorumluluk kadınlara düşüyor.’

İmam Hamanei konuşmasının son bölümünde Gazze meselesine değinerek şu ifadelerde bulundu: ‘Önemli bir konu olan Gazze, dünya kamuoyunun önceliği dışında bırakılmamalıdır. Siyonist rejimin soykırım ve toplu katliam gibi suçları, kadın ve çocuklara, hastalara ve hastanelere yönelik saldırıları tarihte eşi benzeri görülmemiş boyutlara ulaşmıştır. Suç ve cinayetler öyle bir noktaya varmıştır ki, batı kültüründe yetişmiş, Avrupa ve Amerika'daki insanlardan bile itiraz sesleri yükselmektedir.’

İmam Hamanei, bir nevi altı aylık savaşın özetini yaparak Siyonist rejimin iki açıdan başarısız olduğunu belirtti ve şu ifadelerde bulundu: ‘Onların ilk başarısızlıkları 7 Ekim’de Aksa Tufanı operasyonunda yaşandı. Bu olay, istihbarat ve askeri hâkimiyet iddiasında bulunan işgalci rejimin sınırlı kaynaklara sahip bir direniş grubu tarafından büyük bir istihbarat başarısızlığına maruz kalmasına neden oldu ve Siyonist rejimin bu başarısızlığı ve aşağılanması asla onarılmadı ve onarılamayacaktır.’

İmam Hamanei, Siyonistlerin ikinci yenilgisini, bu rejimin Gazze saldırısında açıkladığı hedeflere ulaşılamaması olarak nitelendirdi ve Siyonistlerin, kararların veto edilmesi ve son kararın bağlayıcı olmadığı yönündeki yalanları da dâhil Amerikalıların kapsamlı askeri-mali ve siyasi desteğinden yararlandıkları gerçeğine değinerek şunları söyledi: ‘Bütün bu desteğe rağmen Siyonistler ilan ettikleri hedeflerden bir tanesine dahi ulaşamadılar.

Onlar, direnişi ve özellikle Hamas’ı yok etmek istiyorlardı, oysa bugün Hamas, İslami Cihad ve Gazze direniş grubu sorunlara tahammül ederek gaspçı rejimi vuruyor.’

İmam Hamanei, masum kadın ve çocuklara yönelik tecavüz ve cinayetlerin, Siyonistlerin direniş savaşçıları karşısındaki çaresizliğinden kaynaklandığını vurgulayarak şunları söyledi: ‘Siyonistlerin başarısızlığı mutlaka devam edecek ve onların tıpkı Suriye'de yaptıkları gibi çaresiz çabaları onların sorunlarına çare olamayacak ve elbette tokat yiyecekler.

Siyonistleri kendi elleriyle düştükleri tuzaktan kurtarmanın imkânı yoktur. Siyonist rejim her geçen gün daha da zayıflayacak, çöküş ve yıkıma daha da yaklaşacaktır. Gençlerimizin Kudüs’ün Müslümanların elinde olduğunu görmesini, orada namaz kılmasını ve İslam dünyasının da gaspçı rejimin yıkılmasını kutlamasını umut ediyoruz.

İmam Hamanei, İran İslam Cumhuriyeti'nin oluşumunu İslam dünyası için büyük bir fırsat olarak nitelendirdi ve İslam sisteminin artan gücünü ve düşmanlarının zayıflığını vurguladı ve şunları söyledi: ‘Bölgesel hesaplar ve direniş cephesi ile karşı cephenin durumu Aksa Tufanı operasyonundan sonra değişti ve gelecekte daha da değişecektir ve İslam ve direniş ve İran İslam Cumhuriyeti düşmanları bu değişimlere mecbur boyun eğecektir ve şunu bilmelidir ki, İslam toplumunda bu bölgeye hâkim olamayacaklardır.’

Bu görüşmenin sonunda İslam İnkılabı Rehberi'nin imametinde akşam ve yatsı namazları kılındı ve İmam Hamanei iki namaz arasında Dünya Kudüs Günü'nün yaklaştığına değinerek şunları vurguladı: ‘Bu yılın Kudüs Günü, gaspçı Siyonist rejime karşı uluslararası bir haykırış olacaktır.

Önceki yıllarda eğer sadece İslam ülkeleri Kudüs Günü'nü kutladıysa, bu yıl büyük ihtimalle Kudüs Günü İslam ülkeleri dışındaki ülkelerde de coşkuyla kutlanacaktır ve İran milletinin her alanda olduğu gibi bu günde de sahnede parlayacağını umut ediyoruz.’



Yeni yorum ekle